
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Şube binasında basın açıklamasını yapan Şube Eşbaşkanı Eylem Salar, “ilimizde salgının yıkıcı etkisi iyice görünür hale gelmiş, kamu hastanelerinin yoğun bakımları %100 doluluk oranına ulaşmıştır. Her gün yeni covit servisleri ve yoğun bakımlar açılmaktadır” dedi.
“Covid-19 pandemisi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde
de devam etmektedir” diyen SES Urfa Şube
Eşbaşkanı Eylem Salar, “Salgın Urfa yerelinde de başından beri takip ettiğimiz
ve gün geçtikçe de artan bir ivme ile varlığını sürdürmektedir. İlk başlarda
yerel yöneticiler ve idareciler tarafından inkar ve salgını görmezden gelen bir
tutum sergilense de zamanla artık saklanamaz bir şekilde artış olduğu
görülmektedir.” dedi.
“UYARILARIMIZA RAĞMEN
ŞEFFAF OLUNMADI”
Salar açıklamalarının devamında şu ifadelere yer verdi: “Defalarca
uyarılarımıza rağmen pandemi sürecinde şeffaf olunmamış, durumun ciddiyeti
kavranmamış, bilimsellikten uzak, toplumcu bir sağlık algısının dışında sadece
rakamlar ve istatistikler üzerinde oynanarak süreç idare edilmeye
çalışılmıştır. Zaten sağlık bakanlığının açıkladığı rakamlar da aylardır
savunduğumuz pandemide bilginin şeffaflığı ve bilimselliğinin ne kadar önemli
olduğunu doğrular niteliktedir. Vaka sayısı ve hasta sayısı şeklinde ayrı ayrı
açıklanarak bu ikilem arasında sıkışan bakanlık, bilgiyi halktan gizleyerek
salgının artışına sebep olmuştur. Günlük
vaka sayının 28 bin 351 iken hasta sayısı 6 bin 814. Yaklaşık 5 katı. Bu vaka
sayısı ile Türkiye dünya sıralamasında beşe, Avrupa’da ise zirveye yerleşti.
YOĞUN BAKIMLAR YÜZDE
100 DOLULUK ORANINA ULAŞTI
Gelinen nokta; ilimizde
salgının yıkıcı etkisi iyice görünür hale gelmiş, kamu hastanelerinin yoğun
bakımları %100 doluluk oranına ulaşmıştır. Her gün yeni covit servisleri ve
yoğun bakımlar açılmaktadır. Bir kez daha görüyoruz ki sağlık sistemini
ayakta tutan yürütülen politikalar değil Olağanüstü şartlarda müthiş bir özveri
ile çalışan Sağlık emekçileriDİR ve BİZLER
tükeniyor, ölmeye devam ediyoruz . Mevcut çalışan sağlık emekçisi
eksikliğine bir de mesai arkadaşlarının pozitif çıkması ile beraber zaten var
olan sorun derinleşmektedir. Örneğin bazı yoğun bakımda tek hemşire ile
çalışmak zorunda kalan arkadaşlarımız itiraz ettiklerinde karsılarına pandemi
süreci gerekçe gösterilerek üstü kapalı yer değişikliği ile tehdit edilmekte
arkadaşlarımız ciddi mobinge maruz kalmaktadırlar.
Son günlerde vaka
sayısı 1600 civarında
Halen gerekli tedbirler, uyarılar ve hassasiyetler
gösterilmemektedir. Salgın yönetilemiyor! En son sahadan aldığımız bilgiler
doğrultusunda son 10 gündür vaka sayısı yaklaşık olarak 1500-1600 civarındadır.
Ki nitekim dün sağlık bakanın yaptığı açıklama ile aylardır söylediğimiz
gerçekler doğrulandı. Gerçekleri halktan saklayarak aynı zamanda pandeminin de
daha hızlı yayılmasına neden olundu. Bu yönetememe hali maalesef insanların yaşamına mal oldu. Kronik hastalığı olup karantinada olan ve
tedavi görmesi gereken hastalar aciliyetine bakılmaksızın karantina sürelerinin dolması beklenmekte
herhangi bir tedavi uygulanmamakta ve kaderleri ile başbaşa bırakılmaktadır.
Yine son süreçlerde duyduğumuz kadarıyla covit pozitif tanı alıp hastaneden eve
gönderilen, karantina da olan bireylerin evde vefat ettiği bilgisi. Yine bu
süreçlerde kronik hastalığı olan hastaların tedavisi aksamakta, SAĞLIK
HİZMETLERİNE ulaşımı engellenmiş ya da gerekli tedbirler alınmamıştır.
HALKIMIZ VE SAĞLIK
EMEKÇİLERİ KADERLERİNE TERK EDİLMİŞ DURUMDADIR
Bizler sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak elbette ki
halkımızın sağlığını ve güvenliğini korumak, takip etmek ve sorumlulardan hesap
sormak durumundayız. Bunun yanında sağlık emekçileri sendikası olarak pandemi
kliniklerinde ve/veya hastanelerde hasta ile temas halinde olan tüm sağlık
çalışanlarının da sağlığını korumak ve
gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak durumundayız. Durum bu haldeyken
Şanlıurfa il sağlık müdürlüğü işlemez hale gelmiş, adeta halkımız ve sağlık
emekçileri kendi kaderlerine terk edilmiş durumdadır.
İl sağlık müdürlüğü ve Halk sağlığı hizmetleri başkanlığına
halkımız ve sağlık emekçileri adına soruyoruz;
1-Şu ana kadar ilimizde kaç hastaya tanı konmuş, kaç hasta
vefat etmiş, kaç hasta iyileşmiş, kaç hasta halen servis ve yoğun bakımlarda
yatmaktadır. Durumun ciddiyetinin kavranılması açısından bu bilgiler halkla
paylaşılmış mı? Kronik rahatsızlığı olan birçok kişi evine gönderiliyor,
Karantinaya gönderilen kaç kişi yaşamını yitirmiştir?
2-Şu ana kadar ilimizde kaç sağlık çalışanı enfekte olmuştur?
Kaç sağlık çalışanı hayatını kaybetmiştir?
3-İlimiz cezaevlerinde kronik hastalığı olan tutuklular
pandemi sürecinde gerektiği gibi korunabilmekte midir? Tutuklular arasında
covid pozitif olanların varlığı bilinmektedir. Zorunlu olarak izolasyonda olan
tutuklular pandemi nedeniyle risk oluşturmaması açısından görüş yasağı konularak aileleriyle
görüştürülmemekte olmasına rağmen bugün ilimiz cezaevlerinde 26 tutuklunun
covid pozitif olması, bulaş kaynağının cezaevi personeli olduğunu ,bu konuda
gerekli tedbirlerin alınmadığını göstermektedir. Yeterli temizlik malzemesi
temini ve dezenfeksiyonun gerektiği şekilde yapılıp yapılmadığı denetlenmekte
midir? Buna dönük cezaevi idareleriyle görüşmeler yapılıp gerekli önlemler
alınmakta ve uygun takip ve tedaviler yapılmakta mıdır?
4-Sürecin başından
beri ısrarla vurguladığımız acil ihtiyaç maddelerinin dışında üretimin
durdurulması talebimizi tekrarlayarak soruyoruz. İlimizde bulunan fabrika ve
atölyelerde covid pozitif işçilerin olduğu işyerlerine yönelik her hangi bir
çalışma yapılmış mıdır? Gerekli denetimler yapılarak sağlıksız koşullarda
üretim yapan fabrikalar için idari süreçler işletilmiş midir?
5- Pandemi ile en ön
saflarda mücadele eden sağlık emekçileri enfekte olduğunda tanılar meslek
hastalığı ve/veya işyeri kazası olarak giriliyor mu?
6-Salgının ilk aylarında Sağlık Bakanlığının da açıkladığı
şekilde ek ödemelerin tavandan verileceği açıklanmışken sonraki aylarda, salgın
halen devam ediyorken ek ödemelerde kısıtlamaya ve eski haline geçilmesinin
gerekçeleri nedir?
Bu soruların cevaplanmasını, sağlık çalışanlarının ve
halkımızın sağlığının korunması ve geliştirilmesinde gerekli tedbirlerin
alınarak pandemi sürecinin sorunun
ciddiyetine uygun şekilde yönetilmesini talep ediyoruz.
Sendika olarak
salgınla mücadelede ülke çapında acil olarak uygulanmasını gerekli gördüğümüz
önerilerimiz şunlardır;
1.4 hafta boyunca ülkeye giriş çıkışlarda çok sıkı tedbirler
uygulanmalıdır.
2.4 hafta boyunca sağlık, belediye temizlik ve gıda satışı
dışındaki tüm faaliyetler durdurulmalıdır.
3.Güvenlik adına yürütülecek faaliyetler cezalandırıcı bir
perspektifle değil sosyal hizmetler ve destek kapsamında yerel yönetimlerin de
katılımıyla yürütülmeli, başta sindemide belirlenen kuralların denetimi,
özellikle ev içinde başta kadın ve çocuklara yönelik olmak üzere şiddet,
vatandaşların can ve mal güvenliğini korumaya yönelik tedbirlerle sınırlı
olmalıdır.
4.Kamuda çalışan işçi memur vb. tüm çalışanların maaşı
kesintisiz ödenmelidir. Gündelik işlerde ve özelde güvencesiz çalışan ve
yoksulların tamamına 1 aylık ihtiyacını karşılayacak (en az 5000 TL) mali
destek kamu bütçesinden karşılanmalı, esnafa bir aylık kira bedeli ve geçim
giderleri desteği (en az 5000 TL) verilmelidir.
5.Sağlık personeline nitelikli kişisel koruyucu donanım
eksiksiz sağlanmalıdır. Sindemi ile mücadelede sağlık alanındaki emek ve meslek
örgütleri ile bakanlık kolektif çalışmalıdır. Sağlık alanındaki personel
açığının güvenceli kadrolu istihdamı ile kapatılmasına yönelik planlama
yapılmalı, 4C, 4B gibi güvencesiz kadrolarda çalışan personelin güvenceli
kadroya geçmesi sağlanmalı, haklarında kesin yargı kararı bulunmayan ihraç tüm
sağlık emekçileri göreve başlatılmalıdır.
6.Yüksek enfeksiyon riski ve aşırı iş yükü altında çalışan
sağlık çalışanlarının sahada yaşadıkları şiddet, mobbing, adaletsiz ek
ödemeler, belirti göstermelerine rağmen çalıştırılmaları, Covid-19 testi
yaptırmalarının engellenmesi, hamile ve kronik hastalığı olmasına rağmen
çalıştırılmaları vb. sorunların giderilmesine yönelik ivedilikle planlamalar
yapıp girişimlerde bulunulmalıdır.
7.Belediye temizlik işçileri, gıda tedarikçileri, güvenlik
güçleri gibi çalışması zorunlu olan kesimlere kamu ve çalıştırmaya devam eden
firmalarca nitelikli koruyucu donanım sağlanmalıdır.
8.Vatandaşların zorunlu harcamalarının (su, elektrik,
ısınma, vb.) faturaları devlet tarafından ödenmeli, kredi borçları vb.
ertelenmelidir.
9.Farkındalık yaratmaya yönelik sosyal medya, TV, gazete vb.
gibi araçlarla bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır. Meclis’te bulunan tüm
partiler ile hükümet koordineli çalışmalıdır. Yerellerde DKÖ, STK’lar,
muhtarlar, mahalle meclisleri vb. gibi toplumun örgütlü kurumları ile resmî
kurumlar eşgüdüm içinde çalışmalıdır.
10.Kalabalık ve yoksul aileler içerisinde hastalığa
yakalananların tedavilerinin ve izolasyon süresi boyunca konaklamalarının
kamuya ait ya da kamunun finansmanını sağlayacağı ayrı mekanlarda
gerçekleştirilmesi, izolasyonda kalmak zorunda olanlara bakım verilmesi
sağlanmalıdır.
11.Covid-19 nedeniyle enfekte olan ve hayatını kaybeden
insanlarımızın ve sağlık çalışanlarının sayısı dahil tüm veriler, yapılanlar,
eksiklikler şeffaflıkla toplumla paylaşılmalıdır.
12.Bir aylık sürenin sonrasında sindeminin boyutu yeniden
gözden geçirilerek hareket edilmelidir. Salgın tüm dünyada kontrol altına
alınıncaya kadar yurtdışı giriş ve çıkışlarda tedbirler (test yapma, 14 gün
izolasyon vb.) sürdürülmelidir.”
0 Yorumlar